2 Haziran 2009 Salı

Başlıksız


Söylenecek sözler, söylenmeyecek sözler hapishanesinde kilitli, anahtarı ise o derin gölün dibinde. Anlatmak istediklerin çoğaldıkça, anlatamadıkları da çoğalıyor. Ve kimse yok... Kimse yok... Sessizliğin o derin çığlığında, uğultularla başına ağrıtıyor yalnızlık. Kapısı açık dört duvar, hapishane zannettiğin saray, saray zannettiğin harabe ve sadece sessizlik. Bitmişliğn anatomisi. Zaresizliğin fizyolojisi ve insanların psikolojisi.. Sadece kısa cümleler bunlar söyleyemediğim yazıya döktüğüm.

"Yapıştım yakana hayat. Sonunda zayıf noktanı yakaladım. Ne istersem vereceksin bana, sadece insan olduğum için. Fani kurallarınla, küçük hokkabazlıklarınla beni engelleyemezsin. Çünkü sen fanisin, benim içimde ise sonsuzluk var..."

neva Ilgın Olut s 168