Hastalıktan başımı biraz kaldırmışken, aklıma da yazacak hiç bir şey gelmiyorken ve hala tanışma faslına geçmediğimi anlamışken... size kendimden bahsedeyim.
Aslen azeri uyrukluyum. Doğma düğüme İstanbul'lu iki kültür arasında sıkışmış bir kızım.
Elinde binbir hüner olaan annem ressam, iyi bir terzi, ev kadını, anne ve görüp görebileceğiniz en sabırlı insanlardan biridir:) Ben ise henüz bir baltanın sapı olamadım. Sadece sessiz çırpınışlarım var. Bazen böyle bir anneden benim gibi kız...!! Düşünüyorum da çekiyorum annemi köşeye "Annee itiraf eet beni yetimhanedan aldınız dimiiii???":D Yanlış anlaşılmasın beynimde bir sorun yok, sorun tembelliğimde!! Sonra iki abim birde Yusufum var.
Ailemin hepsi azerice konuşur (abiler hariç) ben ise konuşamam. Onlar da düzgün Türkçe konuşamazlar:D Ben azerice konuşunca da alay ediyorlar:( Hahahahaha kısasa kısas bende onların Türkçesiyle:D Yavv hastalıktan mı ne kendim hakkında aklıma birşey gelmiyor:D
Biraz daha gerilere (çoook gerileree) gidecek olursak dedelerim, soyum 1925'te son bulmuş kaçar hanedanlığına kadar uzanıyor. İran'da Kaçar hanedanlığının yıkılmasıyla şah'ın kardeşi olan dedem (Yani büyük büyük dedem) mecburen Türkiye tarafına göç etmişler (kaçmışlar mı desem). İran'a sınır olan Iğdır'a gelip bir köyüne ailece yerleşmişler. Ve onların gelmesiyle köyün ismini "kaçar" diye değişmiş. Zamanla değişip (Azericenin hüsranına uğrayıp) "kacer" olmuş. Daha sonra kaçar köyü çok sıcak olduğu için başka bir köye "Ekerek" bugünkü ismiyle "Üçkaya" (üçkaya ismini köyün girişinde bulunan üç büyük kayadan alıyor. Ekerek'i ise şu anda hatırlamıyorum.) köyüne yerleşmişler. Öyle işte. Son kuşakta bizleriz. Ben üçkaya'yı güzelliği yönünden çok seviyorum. Doğası harika, bir gölü ve çayı var. Her taraf yemyesildir. Köy halkı yabancıya arsa satmıyor. Antalyadan ve bir çok yerden almak isteyen olmui özellikle gölün yanındaki arsaları ama ıhhh satmazlar. 2007 yılındaki gezimden fotolar koyuyorum. Bakın bakalım.
Burası küçük gölümüz. Resimlerin boyutunu ayarlayacak vaktim yok. Yarım yarım çıktı ama neyse.
Lavantalar harikaaydı.
Iğdır'da üç azınlık yaşıyor. Azeriler, Ahıska Türkleri ve kürtler. Ama çoğunluk azeri.
Karşıdaki ev teyzemin evi. Köy yazlıkçıların mekanıdır. Her yaz istanbul'dan yurtdışından gelenlerle dolar taşar.
Buda benim elim orada ne arıyosa :D
Köy dağların arasında aşağıda fotoda görebilirsiniz. Fotodakiler yeşilli olan ben ve canım kuzenim.
Taa uzaklarda başka bi teyzemin yazlığı. Çatısı gözüküyor sadece.
Bunrası alabalık tesisi. Et ve balıkla arası olmayan ben lezzetli alabalıktan tam 2 tane yemiş bulundum:D Bütün kuzenler top oynadıktan sonra mutlu bitkinliğimizin resmi. Ve çocukluğumu yeniden yaşadığım an:) Üzeri kırmızı yazılı siyah t-shirt'lü cici kız ben oluyorum^^
Buda ziyafet soframız. Çeken ben olduğum için yokum.
Köyde bir sürü volkanik mi desem neyse kaya var. Kaya manyağı olmuştum nerde görsem gelin gelin burda fotoğraf çektirelim diyordum:D. İstanbul'un görmemişi kaya görmüş:D
Buda elmaaa:) daha bir sürü resim var ama ben yoruldum. Bu kadar yeter.
Çok eğlenceli bir yazdı bizim için. Eeee nasıl beğendiniz mi?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
ben çoooooooook beğendim:D
Teşekküüür^^
harika bir yermiş burası, cennet gibi=))Derin ve tertemiz bir hava var orada, berraklıktan belli, fotoğrafı delip geçip buraya kadar geldi sanki=)
lavanta fotosuna bayıldım..
Ful yaprakları
Gerçekten öyle. Hele birde yanında sevdiğin kafa dengi insanlar varsa ohhh deyme keyfine. Biz oradayken hiç evde durmadık Bütün zamanımızı gezerek, piknik yaparak geçirdik. Dağlardan mı yuvarlanmadık, olmadık yerlere mi çıkmadık:)
Teşekkür "içimden geldiği gibi" Sen birde gerçek olarak görseydin. Muhteşemdiii!
o göl manzarası harika, bittim, eridim.
Evet stickman gerçekten de harika.
herşeyin gönlünce olması dileğiyle şimdiden iyi seneler...sevgiler :))
Adım Arslan Kacar
İran- Kacar'lardanım. Köyümün adı Kacar
( Elazığ-Kovancılar'a bağlı ) tanışmak isterim.
Yorum Gönder